Sevdiğimiz, severek yaptığımız her işten fazlasıyla karşılık alırız. Üstelik severek yaptığımız için hiçbir yorgunluk da hissetmeyiz. Kendinizi, kendi hayatınızdan birkaç örneği düşünün mesela… Kendi hayatımızda da severek yaptığımız işleri ve karşılığında bize nasıl olumlu dönüşler getirdiğini düşünelim. Atalarımız da boşuna ‘‘Zevkle koşan yorulmaz.’’ dememiş mi zaten?
Yetişkin bir birey olarak kendi hayatımızdaki bu tür bize zevk veren, tutkuyla peşinden koştuğumuz işimiz ve ya yapmaktan hoşlandığımız herhangi bir aktivite, arkadaşlarımız, sosyal ve ya aile hayatımızda ki bireylerin sorumluluklarıyla beraber, kendimiz yetiştirmek üzere dünyaya getirdiğimiz çocuğumuzun hayatında da tutkuyla beslediği bir işi, bir hedefi, bir hobisi olsun isteriz. Çocuğumuzun hayalleri ve hedefleri doğrultusunda yaşadığı zaman önce kendine ve ailesine daha sonra da tüm topluma faydalı bir birey olması, mutlu bir çocuk olması hepimizin en içten dileğidir.
Günümüzde çocuklar okul, dershane, testler ve sınavlar arasında sıkışmış durumdalar. Okul başarısı tabi ki çok önemli. Fakat omuzlarına fazlasıyla yük bindirilmiş, gelecek kaygısı taşıyan küçücük çocuklar bu çocukların yüzlerindeki gergin ve kaygı dolu ifade bu yazıyı yazmama sebep oldu. Oysa onların da zevk aldığı herhangi bir faaliyette bulunmaya ihtiyaçları var.
Çocuklarımızı iyi gözlemlemeli ve yetenekleri, yapabilirlikleri doğrultusunda sürekli desteklemeliyiz.
Bu faaliyet herhangi bir spor dalı ile uğraşmak ta olabilir, müzikle ilgilenmek, bir folklor-halk dansları kursuna katılmak da olabilir. Satranca ilgisi olan bir çocuk satranç kurslarına, judoya, jimnastiğe ve ya tiyatroya yatkın ve yeteneği olan bir çocuk da kendi yeteneklerini geliştirmek üzere judo, jimnastik ve ya tiyatro kurslarına gitmelidir.
Çocuğumuzun neye yatkın olduğunu bilmiyorsak, hatta O da neyi yapması gerektiğine tam olarak karar vermiş değilse, bunu ileri ki hayatı için en iyi belirlemenin yolu her sene farklı bir etkinlik, farklı bir dal ile ilgilenmektir. Üç, dört yıl yıl böyle bir deneme uyguladığımızda çocuk denediği bu faaliyetlerden birinde karar verecek ve bu doğrultuda ilerlemeyi seçecektir. Zaten zevk aldığı hangi işte insan başarıyı yakalamaz ki?
Yaz tatili yaklaşmışken çocuğumuzun bu üç aylık yaz tatili dönemini nasıl en etkili biçimde geçirebileceğini düşünelim ve bu yaz tatilini en faydalı ve eğlenceli hâle nasıl getireceğimize bir an önce karar verelim. Her zaman hatırlamamız gereken bir gerçek var ki: o da “Mutlu çocuklar mutlu yarınları getirir.”
Sevgiyle kalın..