• Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ben Rana Karaküçük, 37 yaşındayım, özel bir şirkette Teknik Müdür olarak çalışmaktayım.5 yıllık evliyim ve 4 yaşında bir kızım var.
• İlk anne olacağınızı öğrendiğinizde neler hissettiniz? (O günden sonra yaşamınızda neler değişti ?)
Anne olacağımı 19 Mayıs’ta öğrendim. Hamilelik testimi ben evde kendim yaptım. Hala büyük bir mutlulukla evde saklıyorum. Tabi çok mutlu olmuştum. Kendimden bir parçaya hazır olmak çok farklı bir duyguydu. Eşimle ve tüm ailemle bir bebeğe hazırdık. Ancak endişeler başlıyordu, 9 ay nasıl geçecek, 33 yaşındaydım ve bu durum nasıl bir etki yaratır düşünüyordum. Gelişi ile ilgili hediyeler almak istiyorduk, heyecanımızı bastıramıyorduk. Ben kişilik olarak paylaşımı pek sevmeyen bir insandım aslında. Hep istediği olan şanslı biriyim. Hayatımı düşününce “biri geliyor” düşüncesi de vardı tabi.
• Onu ilk ultrasonda gördüğünüzde ve ilk kalp atışlarını duyduğunuzda neler hissettiniz?
Ben küçük bebeğimi ultrasonda ilk gördüğüm an o kadar çok heyecanlandım ki kalp atışlarını duymadım. Ben onun ekrandaki o görüntüsüne kendimi o kadar kaptırmıştım ki kalp atışlarını fark edememiştim ve o arada doktorun söylediklerini duymamıştım bile. Amerika’da 10 yıl kadar yaşadım. Türkiye’de doktor tecrübem olmadı. İyi bir doktor ile iyi bir hastanede olmalıydı benim doğumum diye düşünüyordum.
• Hamileliğiniz nasıl geçti, kilo aldınız mı?
İlk aydan itibaren çok zor bir hamilelik geçiriyordum. Yesem de yemesem de sürekli kusuyorum. Ağır bir hamilelik geçiriyordum. Kilo almak bir yana kilo da vermeye başlamıştım. 5,5 aylık olana kadar bu durum sürekli devam etti. O zamana kadar bu tür durumlar hamilelikte normaldir diyen doktorum da artık endişelenmeye başlamıştı.
• 9 ay boyunca yaşadığınız heyecanlar ve sorunlar ne oldu?
Benim kilo kaybım devam ettiği için doktorum, bebek bu durumda fazla gelişemeyecek ve ufak kalacak diye endişelenmeye başlamıştı. İşte yoğun günler geçiriyor bir de o dönemde ev taşıyordum bir hayli yorgun düşmüştüm. İşte o günlerde bir gece kanama ile uyanarak gece yarısı hastaneye gittik. Ama benim doktorum yurt dışına çıktığı için yanımızda olamamıştı. Ne var ki yine onun doğum yaptırdığı bir hastanede onun tanıdığı bir doktor beni muayene etti. Doktor plasentada kopma olmuş ama normal korkulacak bir durum yok, yalnız biraz dinlenmen gerek dedi. Ben de bir süre evde dinlendim. Hamileliğim 25 haftalık olduğu dönemde gene tuhaf şeyler oluyordu bende. Yemek yiyemediğim için sıvı şeyler alıyordum ama sıvı çıkışı olmuyordu. Bu kez doktora gittiğimde doktor sıvı ölçümü yapmamız gerek dedi. Bu sırada benim tansiyon sorunum olduğunu fark ettik tansiyon ölçümlerim hep yüksek çıkıyordu. Doktorum beni uzman bir hocasına yönlendirdi. Profesör hoca bebek oldukça ufak sizde preeklampsi olabilir dedi. ( Önceden varolan kronik hipertansiyon ya da gebeliğe bağlı olarak gelişen hipertansiyonda preeklampsi ve eklampsi gelişme riski tüm gebelik boyunca devam eder. Bu yüzden gebelik boyunca tansiyonun düzenli olarak takibi çok önemlidir. ) Bu bizim için bilmediğimiz hiç tecrübe etmediğimiz bir durumdu
• Doğumu nasıl yaptınız ve çocuğunuzu emzire bildiniz mi? Doğumun zor yanları ne oldu sizin için?
Doğumum bulunduğum durum nedeniyle pek de heyecan verici olmadı işin gerçeği. Doktorlar bebeğin doğum zamanı gelmediği için emme duygusunun gelişmemiş olabileceğini, ciğerleri yetersiz geliştiği için nefes almakta zorlanacağını düşünerek normal doğum yapmamı istiyorlardı. Ancak benim öyle bir gücüm ve durumum olmadığı için sezaryen ile bebeği aldılar. Doğum sonrası bebeğimi görememiş ben odaya gittiğimde o çoktan yoğun bakıma alınmıştı, bu nedenle emzirememiştim. Ezgi’yi hiç emzirmemiş olmak bana çok üzüntü verdi. Ezgi babasına çok düşkün bir bebekti 2,3 yaşına kadar. Emzirmiş olsam belki farklı olurdu diye çok düşündüm.
• Hamileliğiniz boyunca ve bebek olduğunda eşinizin tavrı nasıldı?
Eşim bana hep çok destekti. Ezginin yaşamasında hem fiziksel hem de inançsal olarak Desteği inanılmazdı. O bu kadar inançlı ve umutlu olmasaydı ne yapardım bilemiyorum.
• Doğumdan sonra ne kadar süre evde dinlendiniz?
Ben doğum sonrası 52 gün Ezgi ile yoğun bakım ünitesinde kaldım. Bu nedenle doğumdan sonra eve geldiğimde evde 1,5 ay kadar bir süre kalmıştım.
• Hamilelik döneminde ve bebek oldukdan sonra iş hayatınız nasıl etkilendi?
Önceleri part-time sonraları evimin yakın olmasından dolayı bir düzen yarattım. Departman müdürü olmam Ezgi’yle beraber oldu. Şirketimin pozitif yaklaşımı da bana çok moral verdi bu nedenle çalışmam daha kolay oldu.
• Siz çalışırken bebeğinize kim bakıyor?
Bakıcımız vardı. Apartmanımızda annem yaşında çok eski bir tanıdığımızdı. Ben kendisine çok güveniyordum, yakınımızda biriydi üstelik. Ezgi için de güvenli ve huzurlu bir ortam yaratmıştık.
• Çocuğunuzun ismine nasıl karar verdiniz?
Ben Ezginin günlüğünü çok dinlerim. Ezgi’nin de onların müziğinde olduğu gibi huzur dolu umut dolu bir çocuk olmasını istediğim için ismini Ezgi koyduk.
• Bebeğinizin hangi ilkleri sizi en çok etkiledi heyecanlandırdı?
Bizim için o zorlu günlerden sonra sadece yatan bir çocuğun ilk gülümsemesi, başını kaldırması çok özel anlardı. Hepsini geç de olsa yapacaktı ama yapması çok güzeldi.
• Çocuğunuzla aranız nasıl? Beraber neleri yapmayı seviyorsunuz?
Ezgi ile aramız çok iyi. Yüzmeye gidiyoruz, kek pasta yapmayı seviyoruz. Ev işlerinde ortak çalışıyoruz, çamaşır katlıyoruz, asıyoruz. Yürüyüp koşabileceğimiz yerlere gitmeyi çok seviyoruz. Bu aralar ders çalışıyoruz, resim ve hamur yapıyoruz çok iyi vakit geçiriyoruz.
• Ona en son ne aldınız?
Biz Ezgi’ye o kadar çok şey aldık ki şimdi fark ediyorum ki bu konuda çok bonkör davranmışız. Artık oyuncak alırken bir tane varsa ikinci alınmıyor ve onun gelişimine yararlı oyuncaklar alınıyor.
• Çocuğunuzun sizi zorladığı zamanlar oldu mu? Bu durumlarda neler yaparsınız?
Özellikle oyuncak istemede çok zorlandık. İnadını kırmak için bayağı uğraşmamız gerekti. Şimdilerde konuş-anlat, seçenek sunarak sonuca gidiyoruz. Yine işe yaramazsa anne baba olarak tutarlı davranarak Ezgi’nin inadını kırdık.
• Anne olmak size neler öğretti sizde neler değişti?
Anne olmak bana Türkiye şartlarında sabırlı, anlayışlı olmayı, duygudaşlık kurmayı, yardım sever olmayı, paylaşımcı olmayı ve düzenli olmayı öğretti.
• Yoğun yaşam temponuzda ona yeteri kadar zaman ayırdığınızı düşünüyor musunuz?
Evet. Ben ne kadar zaman geçirildiğinden daha çok kaliteli zaman geçirme taraftarıyım. Buna elimden geldiğince dikkat ederek Ezgi ile geçirdiğim zamanlarda ona odaklanarak ve adanarak sadece onun için vakit harcıyorum.
• Sizin gibi yoğun tempo da çalışan bir kadın çocuk yapma kararı verirse ona neler tavsiye edersiniz?
Öncelikle anne adayları hamileliklerinde sağlıklarına çok önem vermeliler. Her hangi bir sorunda kesinlikle umutlarını hiç kaybetmemeliler. Doğum sonrası plan ve program gerekiyor ama zaman olduğunu unutmasın ve endişelenmesinler.
• Ona kardeş düşünüyor musunuz?
Düşünüyoruz. Ancak preeklampsi olabilme riski %25 olduğundan eşim pek istemiyor. Bunun için pek düşünmüyoruz ama bir kardeşi olma duygusu çok güzel.
• Anneler günü sizin için ne ifade ediyor?
Aldığınız ilk anneler günü hediyeniz nedir?
Benim için eve her geldiğim an anneler günü gibi geçiyor.Anne olmak bambaşka bir duygu.
Bizimle paylaştıklarınız için teşekkürler