Yaşamı paylaşmak, sevgiyi paylaşmak ama en önemlisi aile olarak her türlü durumda hep beraber olmayı bilmek gerek. Her türlü zorluğu beraber paylaşmak gerek. Bu duyguyu çocuklarımıza aşılamak gerek.
Çocuklarımız bizim en değerli ve yaşamı olmazsa olmaz kılan varlıklarımız. Her aile için bebekleri, çocukları çok özel ve önemlidir.
Her aile çocuğunu en iyi şekilde ve kusursuz olarak yaşama hazırlamak ister. Çocuklar her durumda doğdukları çevrede hep en çok sevilen ve en çok değer gören olarak büyür ve büyütülürler.
Bu durumlarda aileler her zaman tarafsız olup çocukları doğru yönlendiremeye biliyorlar. Gerek aile bireyleri gerekse arkadaşlarıyla paylaşmayı öğrenemeyen bir çocuk ben merkezli olarak büyümüş oluyor. Bir de kardeşi olmayan çocuklar için şımarık ve ben merkezli olarak büyüme riskleri var. Günümüzde aileler gerçekten çok bilinçli ve bu konuda dikkatliler. Yetiştirdikleri her bir çocuğun ileride toplumda iyi birer birey olabilmesi için çok dikkatli adımlar atıyorlar.
Bu nedenle çocukları oldukça dikkatle takip ederek onların büyüme çağlarında gereken her şeyi yapıyorlar. Gerek ilgili kaynaklardan okuyarak gerekse pedagoglar ve danışman öğretmenlerden yardım alarak. Tabi bu konuya gelmişken anaokullarını da unutmamak gerek. Çocukların paylaşıma ve ortak hareket etmeye alıştıran ortamlar olarak anaokulları ve kreşler oldukça önemliler.
Anne babalara en büyük destek aile büyüklerinden sonra onlardan geliyor. Doğru bir kreş, anaokulu seçimi çocuğumuzun temelde alması gereken tüm eğitimlerin başlangıcı olabiliyor. Bu durumda çocuk aile içinde farkında olmadığı her durumdan haberdar olup yaşının gerektirdiklerini bu ortamlarda öğrenebiliyor.
Unutmayalım ki paylaşmayı, sevgiyi ve arkadaşlığı doğru öğrenmek çocuk için gelecekte doğru bir birey olma yolunda atılmış büyük bir adım oluyor. Onlara en güzelini ve en olması gereken eğitimi vermek önce ailelerin sonra toplumun en büyük görevidir.
Tuğba Aygül