Çocukluğum çok özgür ve bir o kadar da keyifli geçti benim. Sokaklar da rahatça oyunlar oynar , arkadaşlarımla paylaşımlar da bulunurdum.
Şimdi ki gibi bilgisayar oyunları, özel yapboz parçalarımız yoktu bizim.
Çelik çomak oynardık, taşları üst üste dizer on iki taş oynardık, saklambaç ve yakan top. Şimdilerde geçmişe bakıyorum da etrafımızda uzun uzun binalar da yoktu. Okula sabahları tüm mahalle çocukları hep beraber gider yolda eğlenirdik. Bu hatıraların yeri asla dolmaz çocukluk anılarım için. Zamanımız bol eğlencemiz sonsuz olurdu. Yemek yemeyi bile unutur sokaklarda gönlümüzce oynardık.
Oysa şimdiler de çocukların hiç biri artık parklar dışında oyun oynayacak alan bulamıyor. Birçoğu kendini büyük binalarla sarılı sitelerin soğuk beton evlerinde ya televizyon ya da bilgisayar başın da buluyor. Paylaşmayı, yardımlaşmayı şanslı olanlar anaokulun da diğerleri ise ilkokul da öğreniyorlar. Sabah servisler var artık okula götürüp akşam okuldan eve getiren. Ne oyunlar ne paylaşımlar artık sıcak , samimi.
Hemen hepsi standart oyunlar ve oyuncaklar ile avutuluyor. Hiç biri sokakta ya da serbest alanlarda koşmak, elleri, dizleri çamur olup kirlenmek nedir, düştüğünde kendi başına kalkmak nedir bilmiyor. Her an etrafında elinden tutan biri olduğundan kendi başına kaldığın da ne yapacağını bilemiyorlar. Pek çoğu sokağa tek başına bile çıkamıyor.
Çocuklukları kısıtlı bu çocuklar öz güvenleri de kısıtlı büyüyorlar. Dış dünya ile bizim çocukluğumuz da olduğu gibi özgürce iletişim kuramıyorlar. Oysa çocuk gelişiminde özgüven çok önemlidir.Bu dönem ilk 1,5 yaşa kadar bebek ve anne arasında ki o özel bağ da yaşanır. Annenin her an yanın da olması, altını değiştirip doyurmasından , her ağladığında kucağına almasına kadar ki her an bebeğe kendini güvende hissi verir. Daha sonra aile içinde öz güven duygusu yerini alır. Anne-baba arasında ki uyum, iletişim ona bulunduğu ortam konusun da ipuçları verir. Sonra ki zamanlar ise dış dünya ile kurduğu iletişim de gelişir. Çocukluğunu rahat ve özgür geçirebilme şansı olan çocuklar özgüven, paylaşım ve etkileşim yönün den çok daha gelişmiş olur.
Çocuklarımızı gelişme çağların da mümkün olduğu kadar doğal ortamlar da oynamaya, eğlenmeye ve öğrenmeye bırakalım. Bırakalım kirlensinler, bırakalım toprak, çamur nedir öğrensinler.
Düştüklerin de kendileri kalkmayı, oyun oynarken paylaşmanın zevkini yaşamayı tatsınlar. Bırakalım çocuklar çocuk olsunlar.
Unutmayın siz de bir zamanlar çocuk oldunuz…