Doğduğu gün, dün gibidir, kocaman bir bebektir eve dahil olan. Kocaman gözlü, simsiyah saçlı. üç buçuk yaşa rağmen, o zaman yaşanan kıskançlıktan kaynaklı belki de akılda taptazedir bebekliği. Beraber geçer çocukluğunuz ama hiç arkadaş olmazsınız çünkü siz ablasınızdır, o küçük kardeş… Kafadan oyunlar uydurursunuz, “odunculuk” koyarsınız adını ama hep onu sırtında taşıyan oduncu siz olursunuz çünkü o hep küçüktür.
Sonra ilkokula başlar ve ikinci öğretmeni sizsinizdir. Akşamları ders çalıştırırsınız, yaprak takvimin arkası tahtanız olur. Okuma-yazmayı söktüğü an yanındasınızdır, hiç unutmazsınız ilk okuduğu kelimenin “masa” olduğunu.
Sonra ortaokula başlar. Asidir. Sigara içer, inkar eder, kavga eder, dersleri kötüdür, üstüne gelinmesini istemez. Arkadaşları her şeyidir. Ama o da sizin her şeyinizdir. Tüm dik başlılığına rağmen. Çünkü o hala küçücüktür.
Onu severken annenizin sizi kim bilir nasıl sevdiğini tahmin etmeye çalışırsınız, ama akıl sır erdiremezsiniz. Daha öte sevgi olabilmesi şaşırtır. Çünkü sizin ona duyduğunuzun daha büyüğü bir sevgi yoktur size göre.
ilk kalp kırığını, ilk heyecanını, ilk aşkını ilk sizinle paylaşır.
Yeri gelir sizden büyükmüş gibi size akıl verir. Kimseyi dinlemezsiniz onu dinlediğiniz kadar.
Eve birazcık geç gelse en az anne kadar endişelenirsiniz.
onun başarısı kadar sizi memnun eden başka bir şey yoktur.
O bir köşede sessiz sessiz ağlarken bağrınıza basar birlikte ağlarsınız.
onun acısını ‘yaşarsınız’ Ne kadar kavga
ederseniz edin bir tek bakışa, bir gülüşe çözülür her şey.
O sizin kardeşinizdir. Geceleri ana baba uyurken acaba üstü açılmış mıdır diye gidip bakan siz olursunuz.
Okuldayken aç kalmasa bari diyen tek kişi anneniz ya da babanız değildir artık.
O hayatı sizinle öğrenirken siz de onun büyüyüp kocaman olduğunu belki yıllar sonra yuvadan uçup gittiğinde anlarsınız.
Kendimi güçlü zannederdim sende biliyorsun. Yaşamda nelerle yüz yüze gelip ne denli göğüs gerdiğimi. Ama gücüm senin yokluğunu taşıyamıyor KARDEŞİM
Filiz ŞEKER