Meslek bilinci olmayan bir ülkeyiz maalesef….. Aktif iş gücünün önemli bir oranı mesleksiz insanlardan oluşuyor. Ne iş yaparsın? Ne iş olsa yaparım !!!! Yabancı değilsiniz bu sözlere biliyorum.
Bizim Çocuk biraz oyalansın sizin orada. Bir meslek öğrenir bari. Pek çok anne-babanın çocuklarını bir mesleğe hazırlarkenki yaklaşımı….Bu da çok tanıdık.
buradan şu çıkıyor ki….Herhangi bir mesleğe hazırlanmadan, bir meslek için gerekli eğitimi almadan, o meslek için gereken uygulama ve öğrenme sürecini yaşamadan iş ve meslek sahibi olmaya çalışıyoruz Türk toplumu olarak. Oysa içimizde pek az insan, istediği türden bir kariyere ulaşmak için plan yapma konusunda yeterli çabayı harcar. İş hayatında nereye gittiğimizi düşünmek, tüm iş hayatımız boyunca yapmamız gereken bir şeydir
Halbuki Meslek seçimi, bireyin hayatında verdiği en önemli kararlardan biridir, çünkü bireyin hayatının üçte biri mesleki etkinlikleri içermektedir. Meslek, sadece bir para kazanma, geçim sağlama yolu değil, belki bunlardan da önemlisi bireyin kendini ifade etme, kendini gerçekleştirme yoludur.
Peki, seçilen meslek bireyin yaşamında ne gibi etkilerde bulunacaktır?
Bireyin yaşamı boyunca devamlı bir iş sahibi olup olamayacağını tayin edecektir. ( Hemen aklıma Yorgancılık yapanlar geldi…şimdi ne yapıyorlar acaba)
Yaşamı boyunca başarılı veya başarısız bir kişi olmasında önemli bir rol oynayacaktır. (
Sürekli etkileşimde bulunacağı bireylerin çeşidini ve eş seçimini etkileyecektir. (benim çocukluğum da anneler kızlarını sadece doktor ve mühendislere veriyorlardı)
Hayatı boyunca yaşayacağı çevre veya çevrelerin özelliğini ve yerini tayin edecektir. ( Kaptanlar her halde balıklar ile akrabalık kurmalılar, aksi taktirde nasıl geçer hayat )
Ailesinin kazanç şeklini ve düzeyini ve geçim tarzını belirleyecektir. İşinden zevk alıp alamayacağını, bunun sonucunda sorumluk sahibi bir insan olup olamayacağını tayin edecektir. ( Öğretmenlik kutsal meslektir deyip kıt kanat geçinmenin felsefesi en başından kabul edilir)
Bunlara bağlı olarak meslekte ve mesleki eğitimde yaşanan doyumsuzluklar, hayal kırıklıkları bireyi doğrudan etkilemekte, dolayısıyla bireyler mutsuz olmaktadırlar.
Her mesleğin kendine özgü gerekleri, çalışma koşulları ve sağladığı olanaklar farklıdır. İnsanların yetenek, ilgi, gereksinmeleri farklıdır. Dolayısıyla hepimizin meslek ilgisi ve yönelimi farklıdır. Yoksa iyi meslek , kötü meslek yoktur. Bu yüzden bireyin kendi gelişimine en çok fırsat hazırlayacak, gereksinimlerini en iyi biçimde doyurabilecek alanı seçebilmesi önem kazanmaktadır. Sağlıklı bir seçim ise ancak kişinin kendini ve seçeneklerini yakından tanıması ve farkında olması ile mümkün olmaktadır.
Meslek seçimi, bireyin kendisine ilgi duyduğu meslekleri, çeşitli yönleriyle değerlendirip, kendi gereksinmeleri açısından, istenilir yönlerinin istenmeyen yönlerinden fazla olduğu birine yönelmeye karar vermesi olarak da tanımlanır. Bireyin seçtiği meslek, onun yetenek ve ilgilerine uygun olduğu taktirde bunları geliştirmek ve tam olarak fonksiyonda bulunmak kendi elindedir. Özellikle yeteneğinin altında mesleklere girenlerde bir süre sonra uyumsuzluk, can sıkıntısı ve başarısızlık baş göstermektedir.
Meslek seçimi bireyin kendisi hakkında bir karar vermesini gerektirmektedir. Yani daha açık yorumu bireyin meslek seçimi anne-babaların karar vereceği bir seçim değildir. Çocuklarımıza meslekler hakkında farklı bilgilere ulaşma olanaklarını sunacağız, sonrasını onların kararına bırakacağız.
Sağlıklı bir meslek seçimi ancak bireyin kendi ilgi, yetenek ve ihtiyaçlarını, aynı zamanda seçeneklerini iyi tanımasıyla mümkün olmaktadır. Yetenek, bir kimsenin belli bir eğitim sonucunda bilgi; beceri ve davranışlar kazanmasının belirtisi olarak düşünülen özellikler bütünüdür. Yetenek, eğitimden yararlanma gizil gücü olarak da tanımlanmaktadır. Bugün, zeka denen gücün, kalıtım ve çevrenin etkileşimi ile oluştuğu bilinmektedir. Kişinin, doğuştan getirdiği ve ne kadar olduğunu bilmediğimiz potansiyeli, çevresel olanakların sağladığı gelişimle, “bir işi yapabilme gücü” durumuna dönüşmektedir. Buna göre çevre elverişli olduğu oranda, kişi iyi gelişecek ve yeteneklerini gösterecektir.
İç ve Dış Başarı Açısından Meslek Seçimi
Gelişmiş insanlar iç başarıya önem verirken kalıplaşmış insanlar dış başarıya önem verirler. Dış başarı başkaları tarafından gözlenebilen, ölçülebilen nesne ve davranışları içerir. Parasal yönden zengin olma, şöhrete kavuşma, mevki ve güç sahibi olma hemen akla gelen örneklerdir. Çoğu insan istediği para, mal, şöhret gibi dış başarıyı kazanmak için iç dünyasının gelişimini ihmal eder. İç dünyasının gelişimini ihmal pahasına dış başarıya ulaşan kişi, çoğu kere, gittikçe artarak iç uyum, kişisel ahenk aramaya başlar. Ne var ki iç dünyasının gelişimini ihmal pahasına dış başarıyı sağlayanların iç başarıya ulaşmaları kolay olmamaktadır.
Türk toplumunda pek çok anne-babalar çocuklarının meslek seçiminde dış başarıyı esas alırlar. Hangi meslek daha çok para, şöhret, mevki, güç getirecekse o meslek seçilir ve çocuğa empoze edilir.
Çocuklarının “birey “ olmasına saygı gösteren anne-babalar ise çocuklarının meslek seçiminde çocuğunun görüşünü ve iç dünyasını esas alır. Çocuklarına hiç bir mesleği empoze etmezler. Bu konuda çocuğu kıskaç altına da almaz, tamamen kendi başına da bırakmaz. Aktif bir biçimde çocuğunun karar verme mekanizmasının bir parçası olurlar.
Mesleksiz ve mesleğini sevmeyen insan kaynağı bir ülkenin en zayıf noktasıdır.
Pervin Albayrak